Please ensure Javascript is enabled for purposes of website accessibility

Merve Ağırbaşlı

Merve Ağırbaşlı

Kariyer Yolculuğunuzun Başlangıcı:

Üniversiteyi bitirdikten sonra kariyerinize nasıl başladınız? İlk iş deneyiminiz hakkında kısaca bilgi verir misiniz?

Üniversite boyunca birçok projede yer alma ve gönüllü staj yapma fırsatım oldu. İlgimi çeken araştırmaların bir parçası oldum ve hocalarımın lablarında görev aldım. Okul başarı bursu ve zorunlu stajları ile Lape ve Moodist Hastanelerinde staj yapmanın yanı sıra TÜBİTAK projelerinde de görevlendirildim. İlk iş deneyimim staj için 4.sınıfta girdiğim kuruluşta oldu. 5 yıldır bu eğitim, araştırma ve danışmanlık merkezinin (Psikoloji İstanbul) bir parçası olarak görev alıyorum. Şimdilerde bu çalışma deneyimime ek olarak Ousia Psikoloji ile çalışmaktayım. Bu yüzden stajın çok önemli olduğunu düşünüyor ve geleceğin meslektaşı okuyucularınıza öneriyorum. Hem hangi alanın size uygun olup olmadığını görme şansı yakalayabilir, ilginizi çeken alanı keşfedebilir ve bu süreçte çokça şey öğrenebilirsiniz!

Işık Üniversitesi'ndeki Deneyimlerinizin Katkısı:

Işık Üniversitesi’ndeki eğitim hayatınızın ve öğrenci aktivitelerinin kariyerinize nasıl katkı sağladığını düşündünüz? Üniversite hayatı sizin için nasıl şekillendi?

Işık Üniversitesi ile yolum yüksek lisans için kesişti. Klinik psikoloji yetişkin programını tamamladım. Birbirinden kıymetli hocalarımızdan hem klinik hem teorik yapı hakkında geliştirildiğimizi hissediyorum. Ayrıca hocalarımızın gelişim ve çalışma fikirlerini destekleyici olmaları benim için de gerçekten motive edici oldu. Ders için yaptığımız araştırmaları daha sonra yayın haline getirme, araştırmalarımızla kongre/sunumlarda yer alma gibi süreçlerde de sıkça temas kurup destek görmek çok kıymetliydi. Özellikle Doç. Dr. Berna Akçınar hocam ve aynı zamanda tez danışmanım olan Prof. Dr. Feryal Çam Çelikel’e bu konuda teşekkür etmek isterim.

Öğrencilere Tavsiyeler:

Şu anki öğrencilerimize kariyerleri ve üniversite hayatlarıyla ilgili hangi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?

Bu söyleyeceğim klişe gibi duyulsa da üniversite hayatı sizi mesleki kariyerinize hazırlarken bir yandan da en hatırda kalıcı deneyimleri yaşadığınız yıllar oluyor. Benim tavsiyem bu yılları dolu dolu yaşamanız :) Stajlara gidin, hocalarınızla temas kurun, ilgi alanlarınızı keşfedin, bol bol okuyun, exchange gibi projelerle perspektifinizi genişletin.. Aktif olmak sonradan iyi ki dediğiniz bir şeye dönüşebilir, en azından benim deneyimim için bu yönde oldu. Kendinizi tanımayı ve alan açmayı ihmal etmeyin. Mesleğiniz boyunca da bu cümle yanınızda olsun. Çünkü zor bir meslek icra ediyoruz. Zihinsel yükü belki de en ağır iş. Danışanlarınızın yaralarını sarmaya çabalarken kendinizi de ihmal etmeyin derim.

İlham Verici Kişisel Hikayeler:

Kariyerinizde sizi motive eden veya ilham aldığınız bir anekdot veya deneyiminizi paylaşmak ister misiniz?

Kariyerimde beni derinden etkileyen ve ilham veren birçok an var; ama bu soruyu okuduğumda aklıma ilk gelen deneyimi sizinle paylaşmak isterim. Yıllar önce birlikte çalıştığım bir çiftin hikayesi hâlâ zihnimde çok canlı. Bu çiftin ilişkisinde şiddet vardı ve terapinin en başında, şiddeti bir an önce durdurmamız gerektiğini vurguladım. Bu konuda birlikte önemli bir yol katettik ve şiddet sona erdi. Ancak bu değişim, beklenmedik bir sessizliği de beraberinde getirdi.
Bir seansta, önceki görüşmemizden bu yana neler yaşandığını konuşurken çift şu cümleyi kurdu: *"Evde birimiz o köşede, diğerimiz diğer köşede oturuyoruz. Pek konuşmuyoruz."* O an anladım ki, şiddetin durmasıyla birlikte bu çift, birbirleriyle kurdukları tüm iletişimi de kaybetmişti. Bildikleri tek ilişki modeli öfke ve çatışmayla şekillendiği için, onlardan bunu aldığımızda geriye ne yapacaklarını bilemedikleri bir boşluk kalmıştı. Bu süreç beni çok etkiledi. Çünkü bu çift, kendi anne babalarının ilişki dinamiklerini farkında olmadan tekrar ediyordu. Ailelerinden öğrendikleri şiddet, öfke ve savunma mekanizmaları, kendi ilişkilerine taşınmıştı. Ve her ne kadar bu döngüyü kırmak isteseler de yerine ne koyacaklarını bilmiyorlardı.
Bu deneyim, sadece o çiftle sınırlı değildi. Terapi odasında her gün tanıklık ettiğim bir gerçeği de yansıtıyordu: İlişkilerimize geçmişten taşıdığımız, bazen farkında bile olmadığımız birçok öğrenme yön veriyor. Çocuklukta görülmeyen, duyulmayan ya da eksik kalan ne varsa, kişi çoğu zaman bunu yetişkinlikteki ilişkisine katmaya çalışıyor.
İşte tam da bu noktada, terapi süreci bir keşfe dönüşüyor. Her seansta, geçmişle bugünü birbirine bağlayan köprüler kuruyoruz. Ve bu köprülerden geçerken hem bireysel dönüşümlere hem de ilişkisel iyileşmelere tanıklık etmek, benim için bu mesleğin en ilham verici yanı olmaya devam ediyor.