Mart 2008

Mart 2008

Planlı Yaşam ve Konsantrasyon

Hayatınızı planlayarak yaşamak ve konsantrasyon sadece akademik başarının değil hayatın her alanında ihtiyaç duyduğumuz becerilerdendir. Konsantrasyon güçlüğü ve dikkat eksikliği, bir konuya-işe odaklanamama, anlatılanı/okunanı anlayamama, öğrenilenleri ya da yaşananları hatırlayamama ve de dalgınlıkla kendini gösteren ve içinde bulunduğunuz ruhsal ya da fiziksel koşullara göre dönem dönem şiddetini arttırabilen zihinsel ve ruhsal bir süreçtir.

Özellikle okul çağında varlığını hissettiren konsantrasyon güçlüğü ve dikkat eksikliği birbirinden farklı ruhsal durumların sonucu olarak ortaya çıkabilir. Örneğin travmaya maruz kalmış bir insan da hiperaktivite tanısı almış bir öğrenci de ya da depresyon veya anksiyete yaşayan insanlar da farklı düzeylerde konsantrasyon güçlüğü ve dikkat eksikliği yaşayabilirler.

Konsantre olmak, insanın kendi zihnini kontrol edebiliyor ve yönlendirebiliyor olması anlamına gelir. Bir kişi ihtiyacı duyduğu süre kadar konsantre olamadığında istediği hedeflere ulaşması engellenebilir ya da bu hedeflere ulaşsa bile, ulaştığı konumu sürdürmekte zorluk yaşayabilir. Bu nedenle konsantrasyon güçlüğü ve dikkat eksikliği hayatınızı planlamanızı engelleyen ya da yaptığınız planın yürümesine izin vermeyen bir süreçtir.

Aşağıda hayatımızı nasıl planladığımıza dair bir akış şeması yer almaktadır. Konsantrasyon güçlüğü ve dikkat eksikliğinin kişiyi nasıl başarısızlık ve suçluluk duygularıyla başbaşa bıraktığını görebilirsiniz.

Akademik hayatı paylaşmak

Hayatınızı planlayabiliyor musunuz?

Hayatımızı planlamak için önce buna ihtiyaç duymamız gerekmektedir. Özellikle zamanımızı ve gücümüzü istediğimiz gibi kullanamamaya başladığımızda başka bir deyişle günlük hayatımızın bizim kontrolümüzden çıktığını fark ettiğimizde hayatımızı planlamaya girişiriz.

Bu planlamanın ilk aşaması analiz olmalıdır. Nelerin istediğimiz gibi gitmediğini, nelerin bizim kontrolümüzde olmadığını ve de bunlardan hangilerinin değişmesi gerektiğini ayırt etmeliyiz. Bunun için, bir sayfanın sağ tarafına içinde bulunduğumuz koşulların neler olduğunu, diğer yanına nasıl olmasını istediğimizi yazarak kendimize bir liste oluşturabiliriz.

Bu listede yer alan ve değişiklik yapmak istediğimiz koşulların hangilerinin öncelikli olduğunu, hangilerinin mümkün olduğunu değerlendirerek yeniden bir sıralama yapmak bize bir hareket planı ve uygulamanız için bir program sağlayacaktır.

Hazırladığınız programınızı hayata geçirebilmeniz için yeni kaynaklara ya da bazı fedakarlıklara ihtiyaç duyabilirsiniz. Örneğin, bu bilgisayarınızın hafızasını arttırmak yeni bir kaynak arayışı olacağı gibi, çalıştığınız proje ile ilgilenmek için arkadaşlarınızla daha az vakit geçirmek programınızın aksamaması uğruna yapmanız gereken bir fedakarlık olabilir. İhtiyacınız olan kaynakları nerelerden sağlayacağınızı ve hangi konularda fedakarlık yapacağınızın da bir listesini oluşturmalısınız.

Geriye bir tek planınızı adım adım uygulamak kalacaktır.

Bazı koşullarda planınızda aksamalar olabilir. Bu aksaklıkların yaşadığınız konsantrasyon güçlüğü ve de dikkat eksikliğinden kaynaklandığını düşünüyorsanız aşağıdaki soruları kendiniz için yanıtlamaya çalışın.

  • Yaşadığınız ortamı istediğiniz gibi mi?
  • Fiziksel ve zihinsel durumunuz nasıl?
  • Hayatınız dengede mi?
  • Çatışma çözümünün ne olduğunu biliyor musunuz?
  • Kendinizi tanıyor musunuz?
  • Gerektiğinde isteklerinizi erteleyebiliyor musunuz?
  • Beklentileriniz gerçekçi mi?
  • Önceliklerinizi belirleyebiliyor musunuz?
  • Kendinizi ödüllendirebiliyor musunuz?
Konsantrasyon ve Ders Çalışma
  • Çalışmaya başlamakda zorlanıyorsanız ve zihninize şu cümleler geliyorsa "Başladığımda gerisi gelir, Bir kere okusam hallederim, En fazla iki saatimi alır," tehlikedesiniz demektir. Bir konuya/derse yeterince özeni göstermeden başarılı olacağınızı düşünüyor olmanız akademik dünyayı hafife alıyor olmanızla ya da kendinizi çok yetkin görüyor olmanızla ilişkili olabilir. Her iki koşulda da, kendinizi riske atıyorsunuz demektir.
  • Bir insanın belirli bir konuya konsantre olması hem o kişinin özellikleriyle hem de çalışılacak konuya göre değişebilir. Örneğin sosyal bilimlerle ilgili bir makale okurken dikkatinizi toplayamazken, matematik çalışırken aynı sıkıntıyı çekmeyebilirsiniz. Bu nedenle hangi konularda zorlandığınızı tespit etmeniz gerekir.
  • Ortalama konsantrasyon süresinizi tespit edin. Çalışmanız gereken dersi/projeyi bu süreye göre parçalara ayırın ve hepsine bir bitiş tarihi/saati belirleyin. Çoğu insan için 45-50 dakikalık bir çalışmadan sonra ara verilmesi gerekir. Sizin için konsantrasyon süreniz daha azsa, sizin için uygun süreden sonra çalışmayı bırakın ve dinlenin.
  • Zihniniz açıkken çalışmaya zor olan konudan başlayın, böylece konsantre olduğunuz zamanı iyi değerlendirmiş olursunuz. Ara vermek istediğinizde, karar verdiğiniz süreyi aşmayın
  • Çalıştığınız konulardaki temel noktalarını ya da çözdüğünüz problemin çözüm basamaklarını içinizden ya da sesli tekrarlayın. Çalıştığınız konuyla ilgili not alın ve bu notlar üzerinden kendinize sorular sorun.
  • Konsantrasyonunuzun azaldığını hissetmeye başladığınızda çalışma tarzınızı değiştirin. Örneğin not alarak çalışıyorsanız, sesli okumaya geçebilirsiniz, ya da o konuyla ilgili şemalar çizerek çalışsabilirsiniz. Oturarak çalışıyorsanız, ayakta yürüyerek çalışmayı deneyebilirsiniz.
  • Çalıştığınız konu ilginizi çekiyorsa, konsantrasyonunuz daha fazla olacaktır. Bu nedenle o konuyu araştırın, kitaplarda yer almayan bilgilere ulaşmaya çalışın. Merak ettiğinizi soruları not edin. Beyin fırtınası yapın ve kendi örneklerinizi yaratın.
  • Kendinize bir çalışma arkadaşı bulun. Çalıştığınız konuları başkalarıyla paylaşmak üzerine tartışmak öğrenmenizi ve öğrendiklerinizi hatırlamanızı kolaylaştıracaktır. Birlikte çalışmanın getirdiği avantajlardan biri de insanların birbirlerini hem motive etmesi hem de zorlandıkları noktalarda yardımcı olmalarıdır.
  • Aynı yerde, aynı zamanda ders çalışmayı deneyin. Bu o mekanı sizin çalışma ve konsantrasyonla özdeşleştirmenize yarayacaktır.
  • Düzenli beslenin, düzenli uyuyun, mümkünse düzenli egzersiz yapın.
Sınav Kaygısı

Kaygı (anksiyete) hayatımızda var olan ve tüm diğer duygular gibi istesek de tamamen ortadan kaldıramayacağımız bir duygudur. Kaygıda önemli olan bu duygunun dozudur. Olması gerektiği kadar kaygı bizi motive eden kaynaklardandır. Ama fazlası da hareket etmemizi zorlaştıran bir engeldir. Bu durumda yapılması gereken kaygımızı kontrol etmeyi öğrenmektir.

Öğrenim hayatında en sık karşılaşılan kaygı durumu "sınav kaygısı"dır. Her öğrenci bu kaygı durumunu farklı seviyelerde deneyimler. Burada önemli olan kaygının sınav performansına olumsuz etki etmeye başladığı noktadır. Yani kaygılanmaktan dolayı gerçek performansımızı gösteremediğimiz nokta. Sınav kaygısını bu noktaya getiren etkenlerin başında sınava yetirince hazırlanmamış olmak yer almaktadır. Sınava yeterince hazırlanmamak; zaman yönetimini iyi yapamamak, çalışma alışkanlıklarının olmaması ve sınavlara son birkaç gün hatta son gece çalışmakla ilişkilidir. Sınav kaygısını arttıran etkenlerden bir diğeri endişelerdir. Sınavlardan daha önce alınan başarısız notlar, çevrenizdekilerin nasıl olup da başarılı olduğu düşünceleri bu endişeleri arttıran etkenlerdir.

Sınav kaygısı etkileri bedensel, zihinsel ve duygusal olarak yaşanmaktadır. Zihinsel etkiler arasında; olumsuz düşünceler ve inançlar "kesin kalacağım", unutkanlık, konsantrasyon güçlüğü gibi. Fizyolojik bedensel belirtiler arasında; çarpıntı, avuç içi terlemesi, baş ağrısı, kaslarda gerginlik gibi görülebilir. Duygusal açıdan; gerginlik, sinirlilik, çaresizlik, kendini suçlama gibi duygular yaşanabilmektedir.

Sınav kaygısını engellemek için yapılabilecekler arasında çalışma planı stratejileri geliştirmek; sınavla ilgili olumsuz düşüncelerinizi sorgulamak ve değiştirmek; gevşeme egzersizleri öğrenmek ve eğer tüm bunlar yeterli olmuyorsa yardım almaktır.

Çalışma Planı Stratejileri

Çalışmak için sadece akşam saatlerini kullanmayın:
Gün içinde de dersler dışında boş zamanlarınız olacak, ders çalışmak için bu zamanlarınızı da mutlaka kullanın. Bütün yükünüzü akşam saatlerinize bırakırsanız arkadaşlarınızla geçireceğiniz zamanı da daraltmış olursunuz.

Çalışmalarınızı haftasonuna ertelemeyin:
Haftasonu çalışmayı planlıyorsanız bu sizi zorlayabilir, birikmiş görevler ve ödevleri haftasonu yapmak zor olabilir ve zamanı iyi kullanamayabilirsiniz.

Sınavlar için çalışmaya erken başlayın:
Sınavlara hazırlanmak için son birkaç günü veya son bir haftayı beklemeyin. Lisede bu işinize yaramış olabilir fakat üniversitede yaramayacaktır. Okumalarınızı ve çalışmalarınızı günlük olarak yapın bu sizin üzerinizdeki sınav kaygısını da azaltacaktır.

Ödevlerinizi ertelemeyin:
Ödevleriniz için hazırlık yapmaya ve çalışmaya ödev verildiği gün başlayın. Son iki gün içinde 20-30 sayfalık ödevleri yapıp başarılı olduğunu söyleyen arkadaşlarınızı olabilir, onlara kulak asmayın ödev verildiği gün hazırlıklarınıza başlayın.

Çalışmalarınızdan sonra kendinizi ödüllendirin:
Genelde bu durum biraz ters işler. Arkadaşlarınızla zaman geçirmek, yemek yemek, film izlemek gibi hoşlandığınız durumlardan dolayı dersler ertelenir. Bu durumu tersine çevirirsek işimize daha çok yarayacaktır. Şöyleki; yapmaktan hoşlandığınız şeyleri çalışmayı engellemek yerine çalışmanın ödülü olsun. Arkadaşlarınızla yapmak istediğiniz şeyleri çalışmalarınızdan sonra kendinize ödül olarak verebilirsiniz.

Çalışmak için kendinize uygun, sakin bir yer bulun;
Yurt odanız, yurt çalışma odaları, kütüphane hangisi sizin için uygun ve verimli ders çalışmanızı kolaylaştırıyorsa bunu farkedin. Bu yer gerçekten verimli çalıştığınız yer olmalıdır unutmayın.

İlk haftalardan bütün dönemi planlayın:
İlk hafta sizlere syllabus'lar veriliyor. Buradan yola çıkarak her dersin ödevleri, sınavları ile ilgili bir planlama yapın. Hangi tarihlerde ne yapacağınızı bilin. Süprizler size başarı konusunda yardımcı olmayacaktır.

Sınavla İlgili Olumsuz Düşünceleri Sorgulamak

Sınavla ilgili düşüncelerimizi sorgulamak önemlidir çünkü düşüncelerimiz biz farkında olmasak da duygularımızı ve dolayısı ile davranışlarımızı etkileyen en önemli etkendir. Bu sorgulama başlangıçta kolay olmayabilir; bunun için duygu değişikliklerini takip edebilirisiniz çünkü en kolay yakalayabildiklerimiz ya da farkına varabildiklerimiz duygu değişiklikleridir. Duyguyu yakaladıktan sonra bu duyguya hangi düşüncenin sebep olduğunu anlamak daha kolay olacaktır. Sınavla ilgili düşünceleri sorgulamak belirlediğiniz düşüncenin gerçekliğini sorgulamak ve eğer gerçekçi değil ise daha gerçekçi bir düşünce ile yer değiştirmesi ile sonlandırılır.

Gevşeme Egzersizleri

Kaygılı olduğumuz durumlarda vücudumuzda bulunan kaslarında gergin olduğunu biliyoruz. Gevşeme egzersizleri kaygıyı azaltmak için süreci tersten değiştirmekle ilgilidir. Yani kaygılı olduğumuzda vücudumuz gergin oluyorsa, vücudumuzdaki gerginliği azaltarak kaygımızıda azaltabiliriz çünkü gerginlik ve gevşeme durumları aynı anda var olamıyorlar. Aşağıda basitçe yapabileceğiniz bir gevşeme egzersizi verilmiştir.

Gerginliği Boşaltma Egzersizi
  • Rahatça ayaklarınız yere basacak şekilde bir sandalyeye oturun.
  • Sağ elinizi karnınızın üstüne sol elinizi göğsünüze koyun ve gözlerinizi kapayın.
  • Karnınızdan (diyaframınızdan) derin bir nefes alın ve bunu yaparken kendinize "Gevşe"
  • deyin. Nefesinizi geri vermeden önce biraz tutun ve nefes verin.
  • Karnınızdan nefes verirken kendinize "gerginliğimi de atıyorum" deyin. Tekrar nefes almadan önce biraz bekleyin.
  • Her nefes alışınızda vücudunuzda varolan gerginliğin farkına varmaya çalışın.
  • Her nefes verişi gerginliğinizi de dışarı atmak için kullanın.

İlgili Dosyalar