Hayatınızı planlayarak yaşamak ve konsantrasyon sadece akademik başarının değil hayatın her alanında ihtiyaç duyduğumuz becerilerdendir. Konsantrasyon güçlüğü ve dikkat eksikliği, bir konuya-işe odaklanamama, anlatılanı/okunanı anlayamama, öğrenilenleri ya da yaşananları hatırlayamama ve de dalgınlıkla kendini gösteren ve içinde bulunduğunuz ruhsal ya da fiziksel koşullara göre dönem dönem şiddetini arttırabilen zihinsel ve ruhsal bir süreçtir.
Özellikle okul çağında varlığını hissettiren konsantrasyon güçlüğü ve dikkat eksikliği birbirinden farklı ruhsal durumların sonucu olarak ortaya çıkabilir. Örneğin travmaya maruz kalmış bir insan da hiperaktivite tanısı almış bir öğrenci de ya da depresyon veya anksiyete yaşayan insanlar da farklı düzeylerde konsantrasyon güçlüğü ve dikkat eksikliği yaşayabilirler.
Konsantre olmak, insanın kendi zihnini kontrol edebiliyor ve yönlendirebiliyor olması anlamına gelir. Bir kişi ihtiyacı duyduğu süre kadar konsantre olamadığında istediği hedeflere ulaşması engellenebilir ya da bu hedeflere ulaşsa bile, ulaştığı konumu sürdürmekte zorluk yaşayabilir. Bu nedenle konsantrasyon güçlüğü ve dikkat eksikliği hayatınızı planlamanızı engelleyen ya da yaptığınız planın yürümesine izin vermeyen bir süreçtir.
Aşağıda hayatımızı nasıl planladığımıza dair bir akış şeması yer almaktadır. Konsantrasyon güçlüğü ve dikkat eksikliğinin kişiyi nasıl başarısızlık ve suçluluk duygularıyla başbaşa bıraktığını görebilirsiniz.
Hayatımızı planlamak için önce buna ihtiyaç duymamız gerekmektedir. Özellikle zamanımızı ve gücümüzü istediğimiz gibi kullanamamaya başladığımızda başka bir deyişle günlük hayatımızın bizim kontrolümüzden çıktığını fark ettiğimizde hayatımızı planlamaya girişiriz.
Bu planlamanın ilk aşaması analiz olmalıdır. Nelerin istediğimiz gibi gitmediğini, nelerin bizim kontrolümüzde olmadığını ve de bunlardan hangilerinin değişmesi gerektiğini ayırt etmeliyiz. Bunun için, bir sayfanın sağ tarafına içinde bulunduğumuz koşulların neler olduğunu, diğer yanına nasıl olmasını istediğimizi yazarak kendimize bir liste oluşturabiliriz.
Bu listede yer alan ve değişiklik yapmak istediğimiz koşulların hangilerinin öncelikli olduğunu, hangilerinin mümkün olduğunu değerlendirerek yeniden bir sıralama yapmak bize bir hareket planı ve uygulamanız için bir program sağlayacaktır.
Hazırladığınız programınızı hayata geçirebilmeniz için yeni kaynaklara ya da bazı fedakarlıklara ihtiyaç duyabilirsiniz. Örneğin, bu bilgisayarınızın hafızasını arttırmak yeni bir kaynak arayışı olacağı gibi, çalıştığınız proje ile ilgilenmek için arkadaşlarınızla daha az vakit geçirmek programınızın aksamaması uğruna yapmanız gereken bir fedakarlık olabilir. İhtiyacınız olan kaynakları nerelerden sağlayacağınızı ve hangi konularda fedakarlık yapacağınızın da bir listesini oluşturmalısınız.
Geriye bir tek planınızı adım adım uygulamak kalacaktır.
Bazı koşullarda planınızda aksamalar olabilir. Bu aksaklıkların yaşadığınız konsantrasyon güçlüğü ve de dikkat eksikliğinden kaynaklandığını düşünüyorsanız aşağıdaki soruları kendiniz için yanıtlamaya çalışın.
Kaygı (anksiyete) hayatımızda var olan ve tüm diğer duygular gibi istesek de tamamen ortadan kaldıramayacağımız bir duygudur. Kaygıda önemli olan bu duygunun dozudur. Olması gerektiği kadar kaygı bizi motive eden kaynaklardandır. Ama fazlası da hareket etmemizi zorlaştıran bir engeldir. Bu durumda yapılması gereken kaygımızı kontrol etmeyi öğrenmektir.
Öğrenim hayatında en sık karşılaşılan kaygı durumu "sınav kaygısı"dır. Her öğrenci bu kaygı durumunu farklı seviyelerde deneyimler. Burada önemli olan kaygının sınav performansına olumsuz etki etmeye başladığı noktadır. Yani kaygılanmaktan dolayı gerçek performansımızı gösteremediğimiz nokta. Sınav kaygısını bu noktaya getiren etkenlerin başında sınava yetirince hazırlanmamış olmak yer almaktadır. Sınava yeterince hazırlanmamak; zaman yönetimini iyi yapamamak, çalışma alışkanlıklarının olmaması ve sınavlara son birkaç gün hatta son gece çalışmakla ilişkilidir. Sınav kaygısını arttıran etkenlerden bir diğeri endişelerdir. Sınavlardan daha önce alınan başarısız notlar, çevrenizdekilerin nasıl olup da başarılı olduğu düşünceleri bu endişeleri arttıran etkenlerdir.
Sınav kaygısı etkileri bedensel, zihinsel ve duygusal olarak yaşanmaktadır. Zihinsel etkiler arasında; olumsuz düşünceler ve inançlar "kesin kalacağım", unutkanlık, konsantrasyon güçlüğü gibi. Fizyolojik bedensel belirtiler arasında; çarpıntı, avuç içi terlemesi, baş ağrısı, kaslarda gerginlik gibi görülebilir. Duygusal açıdan; gerginlik, sinirlilik, çaresizlik, kendini suçlama gibi duygular yaşanabilmektedir.
Sınav kaygısını engellemek için yapılabilecekler arasında çalışma planı stratejileri geliştirmek; sınavla ilgili olumsuz düşüncelerinizi sorgulamak ve değiştirmek; gevşeme egzersizleri öğrenmek ve eğer tüm bunlar yeterli olmuyorsa yardım almaktır.
Çalışmak için sadece akşam saatlerini kullanmayın:
Gün içinde de dersler dışında boş zamanlarınız olacak, ders çalışmak için bu zamanlarınızı da mutlaka kullanın. Bütün yükünüzü akşam saatlerinize bırakırsanız arkadaşlarınızla geçireceğiniz zamanı da daraltmış olursunuz.
Çalışmalarınızı haftasonuna ertelemeyin:
Haftasonu çalışmayı planlıyorsanız bu sizi zorlayabilir, birikmiş görevler ve ödevleri haftasonu yapmak zor olabilir ve zamanı iyi kullanamayabilirsiniz.
Sınavlar için çalışmaya erken başlayın:
Sınavlara hazırlanmak için son birkaç günü veya son bir haftayı beklemeyin. Lisede bu işinize yaramış olabilir fakat üniversitede yaramayacaktır. Okumalarınızı ve çalışmalarınızı günlük olarak yapın bu sizin üzerinizdeki sınav kaygısını da azaltacaktır.
Ödevlerinizi ertelemeyin:
Ödevleriniz için hazırlık yapmaya ve çalışmaya ödev verildiği gün başlayın. Son iki gün içinde 20-30 sayfalık ödevleri yapıp başarılı olduğunu söyleyen arkadaşlarınızı olabilir, onlara kulak asmayın ödev verildiği gün hazırlıklarınıza başlayın.
Çalışmalarınızdan sonra kendinizi ödüllendirin:
Genelde bu durum biraz ters işler. Arkadaşlarınızla zaman geçirmek, yemek yemek, film izlemek gibi hoşlandığınız durumlardan dolayı dersler ertelenir. Bu durumu tersine çevirirsek işimize daha çok yarayacaktır. Şöyleki; yapmaktan hoşlandığınız şeyleri çalışmayı engellemek yerine çalışmanın ödülü olsun. Arkadaşlarınızla yapmak istediğiniz şeyleri çalışmalarınızdan sonra kendinize ödül olarak verebilirsiniz.
Çalışmak için kendinize uygun, sakin bir yer bulun;
Yurt odanız, yurt çalışma odaları, kütüphane hangisi sizin için uygun ve verimli ders çalışmanızı kolaylaştırıyorsa bunu farkedin. Bu yer gerçekten verimli çalıştığınız yer olmalıdır unutmayın.
İlk haftalardan bütün dönemi planlayın:
İlk hafta sizlere syllabus'lar veriliyor. Buradan yola çıkarak her dersin ödevleri, sınavları ile ilgili bir planlama yapın. Hangi tarihlerde ne yapacağınızı bilin. Süprizler size başarı konusunda yardımcı olmayacaktır.
Sınavla ilgili düşüncelerimizi sorgulamak önemlidir çünkü düşüncelerimiz biz farkında olmasak da duygularımızı ve dolayısı ile davranışlarımızı etkileyen en önemli etkendir. Bu sorgulama başlangıçta kolay olmayabilir; bunun için duygu değişikliklerini takip edebilirisiniz çünkü en kolay yakalayabildiklerimiz ya da farkına varabildiklerimiz duygu değişiklikleridir. Duyguyu yakaladıktan sonra bu duyguya hangi düşüncenin sebep olduğunu anlamak daha kolay olacaktır. Sınavla ilgili düşünceleri sorgulamak belirlediğiniz düşüncenin gerçekliğini sorgulamak ve eğer gerçekçi değil ise daha gerçekçi bir düşünce ile yer değiştirmesi ile sonlandırılır.
Kaygılı olduğumuz durumlarda vücudumuzda bulunan kaslarında gergin olduğunu biliyoruz. Gevşeme egzersizleri kaygıyı azaltmak için süreci tersten değiştirmekle ilgilidir. Yani kaygılı olduğumuzda vücudumuz gergin oluyorsa, vücudumuzdaki gerginliği azaltarak kaygımızıda azaltabiliriz çünkü gerginlik ve gevşeme durumları aynı anda var olamıyorlar. Aşağıda basitçe yapabileceğiniz bir gevşeme egzersizi verilmiştir.