Ekslibris Sanatı: Anlamı, Tarihsel Gelişimi ve Türkiye'deki Ekslibris Çalışmaları

Ekslibris Sanatı: Anlamı, Tarihsel Gelişimi ve Türkiye'deki Ekslibris Çalışmaları

Ödül alan ve sergilenmek üzere seçilen daha fazla ekslibrisi, 18-31 Ekim 2012 tarihleri arasında Işık Üniversitesi Maslak Yerleşkesi Güzel Sanatlar Fakültesi Galeri Işık İstanbul'da ziyaret edebilirsiniz.

"Ekslibris/Exlibris (Bookplate), kitapseverlerin kitaplarının iç kapağına yapıştırdıkları üzerinde adlarının ve değişik konularda resimlerin yer aldığı küçük boyutlu baskı resimlerdir. Kitabın kartviziti ya da tapusu da denebilir. Kitap sahibini tanıtır, onu yüceltir ve kitabı ödünç alan kişiyi geri getirmesi konusunda uyarır. Yer aldığı kitabın değil, kitap sahibinin bir göstergesidir; kitapla sahibi arasındaki bir bağdır. Sözcük olarak …'nın kitaplığından, …'nın kütüphanesine ait anlamına gelir.

"Ekslibris önemli bir iletişim aracıdır. Bir ihtiyaç grafiği olarak doğmasına karşın, estetik kaygılarla yapılan özgün yapıtlardır. Uzun bir geçmişe sahip bu sanat dalı, aynı zamanda yapıldığı dönemin kültürel özellikleri günümüze taşır. Sanatçı, tasarımcı, sanatsever ve koleksiyoncu arasında bir köprü görevini yerine getirir. Ekslibrisler, yaşayan kişi ya da kurum için siparişle yapılır, onların özelliklerini yansıtır. Yaratım sürecine bakıldığında resim sanatının tüm olanaklarının kullanıldığı görülür. İşlevsel yanına bakıldığında ise grafik tasarım ürünü olarak düşünülebilir. Uzun kenarının 13 cm.'den büyük olmaması, baskıresimde olduğu gibi çoğaltılması ve numaralandırılması gerekir. Çoğaltmak için gravür/C3, ağaç baskı/X2, linolyum baskı/X3, litografi/L, serigrafi/S, ofset/P7, fotograf/P8, bilgisayar destekli tasarım/CGD kullanılmaktadır."

Ekslibris günümüze kadar nasıl gelişti?

"Ekslibrisin ilk ve en eski örneğinin M.Ö.1400 yıllarında açık mavi renk fayans üzerine yapıldığı, papirüs rulolarını koruyan ağaç sandıklara takıldığı, Mısır kralı III. Amenhophis'in kitaplığına ait olduğu bilinmektedir. Kağıt üzerine yapılan ilk ekslibrislerden biri ise 1450 yıllarında "Igler" (kirpici) takma adıyla bilinen Alman papaz Johannes Knabenberg için yapılan ve çayırdaki çiçeği ısıran bir kirpinin resimlendiği ekslibristir. Gutenberg'in (1398-1468) matbaayı icat etmesinden önce kitaplar elle yazılıyordu. Sadece kilisenin ve prenslerin ellerinde bulunan değerli el yazması kitaplar, matbaa sayesinde soyluların, eğitim görmüş burjuva sınıfının da eline geçmeye başlamıştır. Tek olma özelliğini kaybeden bu basılı kitapları, hırsızlıktan ve kaybolmaktan korumak için özel bir mülkiyet işareti koyma ihtiyacı doğmuştur. Eklibrisin ortaya çıkışı bu ilişki içinde görülebilir.

16. yüzyılda diğer Avrupa ülkelerinde de görülen ekslibris ünlü sanatçılar tarafından da yapılmıştır. Albrecht Dürer (1471-1528), zamanın ünlü devlet ve bilim adamları için 21 adet ekslibris yapmıştır. Lucas Cranach (1472-1553), Hans Holbein (1497-1543), Gustav Klimt (1862–1918), Edvard Munch (1863-1944), Kaethe Kolwitz (1867-1945), Paul Klee (1879-1940), Franz Masereel (1899-1971) Pablo Picasso (1881-1973), Oscar Kokoschka (1888-1980), Marc Chagall (1887-1985), Alberto Giacometti (1901-1966) yaşadıkları dönemde ekslibris de yapan sanatçılardır.

Ekslibris, sonraları sadece kitaplara yapıştırmak için değil, biriktirme ve değiştirme objeleri olarak da kullanılmaya başlanmıştır. Kitaba özgü bir işaret olmaktan çıkıp, özgün bir grafik çalışma olarak bağımsızlaşmıştır. 19. yüzyıldan itibaren dernekler, değişim için bültenler, kitaplar, adres listeleri yayımlayıp, yarışmalar düzenlemeye başlamışlardır. Bugüne kadar yapılmış yaklaşık 3.000.000'un üzerinde ekslibrisin, 2.000'den fazla da ekslibris koleksiyonun olduğu tahmin edilmektedir."

Ekslibrisin Türkiye'deki gelişimi

"Türkiye'nin ekslibrisi tanıması, batıdan alınmış kitaplarla olmuştur. Avrupa ülkelerinde yaygın olarak kullanılan ekslibrislerin yer aldığı kitaplar, ikinci el satışlarla ülkemize gelmiş, kitap sahipleri öldüğünde ise yakınları tarafından kütüphanelere bağışlanmış veya sahaflara satılmıştır. Osmanlılar döneminden kalma el yazması ve basılmış kitaplarda görülen mühürler, birer mülkiyet işareti olarak kabul edilse de ekslibris türüne girmezler. Fakat özgün kaligrafik yapılarıyla ait oldukları kişilerin arması veya logosu olarak bu işlevi yerine getirmişlerdir. 2000'li yıllardan bu yana ülkemizde, özellikle güzel sanatlar eğitimi veren kurumlarda baskıresim ve grafik tasarım öğretim görevlilerinin özendirmeleriyle, ekslibris yapan gençler yetişmeye başlamıştır. Ayrıca ülkemiz için oldukça yeni olan ekslibris konusunda çok sayıda lisansüstü tezin yapıldığı da bir gerçektir."

1. Ulusal Öğrenci Ekslibris Yarışması Hakkında

Hasip Bey, 1. Ulusal Öğrenci Ekslibris Yarışması ile ilgili olarak şunları söylüyor:

"Bilginin yayılmasında, uygulanmasında üniversitelerin rolü büyüktür. Bu anlayıştan hareketle Işık Üniversitesi olarak ortaöğretim öğrencilerine ekslibris sanatını tanıtmak, bu sanat dalıyla kendilerini ifade etmelerine fırsat vermek ve çalışmalarını değerlendirmek amacıyla tüm lise öğrencilerine yönelik ulusal bir ekslibris yarışması düzenledik. 1. Ulusal Öğrenci Ekslibrisleri Yarışması sayesinde hedef kitlemiz olan ortaöğretim öğrencilerine de ekslibris sanatını ulaştırdık. Yarışmaya ülke genelinde 60'a yakın okuldan 900'ün üzerinde ekslibris gönderildi. Bu katılım bizi umutlandırdı."

"Işık Üniversitesi olarak ekslibris konusunda bir çekim merkezi olduğumuzu düşünüyorum, Grafik Sanatlar ve Grafik Tasarım Bölümü öğrencileri ekslibrisi öğrenerek mezun oluyorlar. Onların yarışmalarda kazandıkları başarılar bizleri de mutlu ediyor!"

İlgili Dosyalar