Haberler

Paylaş

Atamızı Andık

Işık Üniversitesi düzenlediği törenle, ebediyete irtihalinin 83'üncü yılında Kurtuluş Savaşı'nın Başkomutanı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü andı. 10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü kapsamında Feyziye Mektepleri Vakfı Işık Üniversitesi Şile Kampüsü oditoryumunda düzenlenen törende Işık Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Mehmet Serdar Sarıgül, Rektör V. Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman, dekanlar, enstitü ve yüksekokul müdürleri, akademisyenler, idari çalışanlar ve öğrenciler hazır bulundu. 

Atatürk'ün hayata gözlerini yumduğu saat 9.05'te düzenlenen saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından tören katılımcılarına seslenen Işık Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Mehmet Serdar Sarıgül; tarihin olağanüstü durumlarda ortaya çıkan pek çok lideri anlattığını, bu liderlerden pek azının tarihin akışına yön vermeyi ve kendilerinden sonraki dönemlere damga vurmayı başardığını hatırlatarak, "Mustafa Kemal Atatürk'ün bu liderler arasında en müstesna yere sahip olduğunu söyledi.

Mustafa Kemal Atatürk'ün her şeyden önce bir fikir ve düşünce insanı olduğunu vurgulayan Mütevelli Heyeti Başkanı Mehmet Serdar Sarıgül, "Atatürk sadece göz kamaştıran askeri zaferlerle kalsaydı, mümtaz bir komutan olarak tarihin zaferle dolu sayfalarına yazılacak ve tarihi görevi bitmiş olacaktı. Ancak Atatürk, çok boyutlu düşünen bir stratejist, hedef odaklı bir liderdir. Askeri zaferlerle gelen bağımsızlığın, sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal dönüşüm olmadan sürdürülemeyeceğinin bilincindedir." diye konuştu.
   
Atatürk'ün bu nedenle bağrında yetiştiği toplum için yepyeni bir hayat tarzı yaratma mücadelesine girdiğini ve daha en baştan beri kurguladığı yeni bir devleti, yeni bir toplum ve yeni bir yönetim modelini mümkün kıldığını kaydeden Mütevelli Heyeti Başkanı Mehmet Serdar Sarıgül; "Bunu yaparken hayalle gerçek arasındaki farkı isabetle saptayan, tasarladığı ülke ve toplum için ne zaman, nerede, ne yapılması gerektiğini çok iyi bilen bir komutan ve liderdir Mustafa Kemal Atatürk. Mensubu olduğu ve yakından tanıdığı ulusunun tüm niteliklerine hakimdir. Bu niteliğiyle yüzyıllara dayanan taassubu yenmiş, ulusunu ortak bir hedef etrafında birleştirebilmiş, yüzyıllardır kalıplaşmış, paslanmış düşüncelerin ötesine cesaretle geçmeyi başarabilmiş, aklın ve bilimin, genç Türkiye Cumhuriyeti'ne yön vermesini sağlayabilmiştir. Yurttaşın kendi kaderini ve yaşam tarzını belirleyebildiği, yurttaş haklarının hukukla güvenceye alındığı, katılımcılığı esas alan ve çağdaş demokrasiyi hedefleyen bir yönetim anlayışı tesis etmiştir." dedi.

O gün Atatürk'ün attığı adımların bugünün ulusal egemenlik ilkesine dayanan, gücünü ulustan alan modern, demokratik Türkiye'nin temel taşlarını oluşturduğunu kaydeden Mütevelli Heyeti Başkanı Mehmet Serdar Sarıgül; "Askeri dehasının yanında tüm dünyada hayranlık uyandıran asıl zaferi, başardığı devrim ve dönüşümdür. Bu yönüyle kendisinden çok sonra bile, çağdaş dünyanın saygın üyeleri arasında yer almayı hedefleyen tüm dünya ulusları için bir örnektir, rol modeldir, umuttur. Bu nedenle Mustafa Kemal Atatürk; çağını aşan, içinde olduğu dönemin ötesini görebilen gerçek bir vizyonerdir. Bunun için diyoruz ki, Mustafa Kemal Atatürk, tarihin ulusumuza en büyük armağanıdır" diye konuştu.

Işık Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman ise törende yaptığı konuşmada; bir siyaset bilimci olarak akademik ve analitik bir yaklaşımla 40 yıldır Atatürk üzerine düşündüğünü ifade ederek, "Bu çalışmalarım sonucunda Atatürk'ün eşsiz başarılarını iki noktaya dayanarak elde ettiğini düşünüyorum. Bunların ilki onun sentez yapabilme gücü, kendisinden önceki tarihsel birikimi olağanüstü bir iradeyle dönüştürme gücü ve tamamlama kapasitesidir. Bu özellik tarihte çok az liderlerde sadece devrimci liderlerde görülür. Bir modernleşme projesi olarak Türkiye Cumhuriyeti, Milli Mücadele'nin hemen akabinde kurulurken Atatürk önceki çağların getirdiği modernleşme birikimin elbette farkındaydı. Derin bir entelektüel birikime sahipti. Zihinlerden geçirilen her türlü düşünceyi somut bir toplumsal ve tarihsel pratiğe dönüştürmeyi başarmıştır." dedi.

Atatürk'ün başarılarının ardındaki ikinci unsuru, Atatürk'ün milletin bir ferdi olması olarak değerlendiren Rektör V. Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman, "Bu, O'nun cumhuriyetçi kişiliğini belirleyen bir olgudur. Mustafa Kemal Atatürk'ün kendi iradesini halkla bütünleştiren ve onu cumhuriyetçi düşüncenin de gerektirdiği şekilde topluma sade bir yurttaşlık bağıyla bağlayan, milletin bir ferdi konumuna yerleştiren, bu denklemdir. Atatürk tarihin doğru ve ilerlemeci yönünde yer almış, sezgileriyle doğru zaman ve zamanlamayı yakalamış, toplumsal istem yönünde hareket ederek, onun öncüsü, sözcüsü ve yürütücüsü olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk'ün 20. yüzyıldan bugüne gelmesinin ana nedeni, milletin ferdi olmak ve kişisel iradesini milletin tarihsel iradesiyle bütünleştirmektir. Mustafa Kemal Atatürk'ü en büyük saygı ve şükran duygularıyla anıyoruz" diye konuştu.
     
Işık Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü Başkanı Emine Dal ise yaptığı konuşmada Mustafa Kemal Atatürk'ün yalnızca bir savaş kahramanı değil, aynı zamanda yok olmaya mahkum edilmiş bir toplumun yeniden dirilişinin mimarı olduğunu vurgulayarak, "Bizler için, vatanımız için verilen Kurtuluş Savaşı'nın başkomutanı ve medeniyet yolundaki en büyük önderimizdir. Bir varoluş mücadelesinin vücut bulmuş halidir. Onun gibi ileri görüşlü ve bilimi meşale edinen bireyler olmak, her Türk vatandaşının asli vazifesidir. Atamızı saygı, özlem ve minnetle anıyoruz" dedi. 

Prof. Şef Saim Akçıl Oda Orkestrasının da bir dinleti verdiği törende, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İpek Akpınar, "Cumhuriyet Dönemi Kentleşmesi: Prost'un İstanbul'u", Işık Üniversitesi Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Sıla Durhan ise, "Atatürk Dönemi İstanbul'unda Kentsel Sahnenin Aktörleri" başlıklı birer konferans verdi. 

İlgili Dosyalar