Haberler

Paylaş

Prof. Dr. Eva Şarlak: Afrodisias En Şanslı SİT Alanımız

Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Eva Şarlak, Geyre Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç ile kazı heyeti başkanı Prof. R.R.R. Smith'in özel daveti ve ev sahipliğinde, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine yer alan ve dünyanın en önemli arkeolojik sit alanlarından biri olan Afrodisias Antik Kenti'ne düzenlenen günü birlik geziye katıldı.

Türkiye'nin en önemli kültürel varlıklarından birisi olan bu antik kentin ortaya çıkmasına 30 yıldan fazla bir süredir katkıda bulunan Geyre Vakfı'nın düzenlediği gezide davetliler, kazı başkanı Prof. R.R.R. Smith'in Afrodisias Müzesi Sevgi Gönül Salonu'nda yaptığı kısa bilgilendirme sunumunun ardından kazı heyeti rehberliğinde Afrodisias Antik Kenti'ni ziyaret etti.

Geziyi değerlendiren Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Prof. Dr. Eva Şarlak, Afrodisias'ın Türkiye ve insanlık tarihi için taşıdığı öneme dikkat çekti. Prof. Dr. Eva Şarlak, Türkiye'nin dünya kültür mirası açısından zengin bir coğrafyada bulunduğuna dikkat çekerek, kültür endüstrilerinin üretimlerine gelecek sağlamanın, toplumun ana hedeflerinden biri olması gerektiğini söyledi.

Geçmişin ürünleri belleklere transfer edilmeli

Prof. Dr. Şarlak, "Bu topraklara yerleşmiş olan bizler geçmişte bu topraklara somut ve soyut ürünlerini korumak ve belleklere transfer etmemiz gerekmektedir. Kısacası tarihte sunulan ürünleri etnisite, din, dil ayırmaksızın hepsini kucaklamalı ve geleceğe aktarmalıyız. Bunu gerçekleştirerek gelecekte bu topraklarda yaşamış bizler bu coğrafyanın birer armağanı olarak tanımlanmalıyız. Türkiye'deki arkeoloji ve sanat tarihi çalışmaları açısından Afrodisias'ı ele aldığımızda burayı destekleyen bir vakfın olması büyük bir katma değerdir. Bu açıdan bakıldığında en şanslı sit alanlarımızdan biri olduğunu kabul etmeliyiz. Ona sahip çıkan ve onun için projeler üreten bir Geyre Vakfı'nın desteğiyle özellikle farkındalık projelerine imza atmış ve bu farkındalığı yediden yetmişe toplumun birçok katmanına yaymaya çalışmaktadır. Toplumu bilinçlendirme sponsor bulabilme açısından da çalışmaları önemlidir. Afrodisias'ın mimari ve eser üretimlerinin restorasyon, tümleme gibi çalışmalarına olanak vermektedir" diye konuştu.

"Afrodisias'ta Bizans ve Selçuklu dokularını da izleyebiliyoruz"

Afrodisias'ın kültürel verilerini izlediğimizde antik dönemden başlayan kronolojik çizgisinde Bizans, Selçuklu dokularını da izlemenin mümkün olduğunu kaydeden Prof. Dr. Eva Şarlak, "Afrodisias, mimari açıdan ele alındığında dinsel mimariyle ve kamusal binalarıyla anıtsal mimarinin de sergilendiği önemli bir merkez. Heykel okulu olarak antik dünyada tarihi kenti ön plana çıkaran ana unsurlardan biri olmasıyla dikkat çekiyor. Kült açısından da adeta Anadolu 'Ana Tanrıça' inanç biçimiyle özdeşleşen bir bakış açısı olarak ortaya çıktığını burada gözlemleyebiliriz. Örneğin yerel ve popüler bir İyonya tanrıçası olarak Efes'teki Artemis Kültü örneklemesi gibi, batı kıyıları boyunca, diğer bölgelerde yerel tanrıçalar Kybele, Hera veya Afrodit kültü etrafında toplandıklarını söyleyebiliriz. Karia, Afrodit'i tercih etmiş olduğu görmekteyiz. Özellikle yedinci yüzyıldan itibaren bu bölge önemli bir ibadet merkezidir. Hellenistik dönemden itibaren ismi tanrıçanın kültünün önemini vurgulayan bir şehir olan Afrodisias'ı görmekteyiz. Çok sofistike bir organizasyon merkezi olarak tanımlamamız mümkün" dedi.

Yaşadığımız coğrafyaya yönelik farkındalığı artırmalıyız

"Gerçekleştirilen farkındalık gezisi sırasında paydaşların kazı başkanına yönelttiği soruları izlediğimde daha ne kadar çok yol almamız gerektiğinin bilincine de vardığımı söylemem mümkün" diyen Eva Şarlak şöyle devam etti: "Bir arkeolog olarak haksızlık etmemem gerektiğini de düşünmeme rağmen sorulan sorular temelinde aslında öncelikli olarak yaşadığımız coğrafyanın farkındalığını göz önüne sunmamız gerektiği düşüncesine vardım. Bu görev benim ve meslektaşlarımın olmalı diye düşünmekteyim. Afrodisias'ı gezerken gözlerim lisans dönemindeki Hocalarımı aradı ve kulaklarım onların sesiyle çınladı. Jale İnan, Muhibe Darga, Güven Arsebük, Halet Çambel, Refik Duru, Haluk Abbasoğlu, Semavi Eyice ve daha niceleri. Artık yoklardı…. Kazı başkanı Prof. Dr. Kenan Erim'le ilk buluşmamdan 35 yıl geçmişti ve o gün mezarıyla karşılaşmak çok farklı bir duyguydu."

İlgili Dosyalar